11 Eylül 2012 Salı

Seul Hakkında..

Şimdi Kore deyince aklımıza ilk gelen şeylerden biride Seul. Ee sonuçta oppalarımız, unnilerimiz, ahjummalarımız ve ahjushilerimizin çoğu bu şehirde ...  (Ben sadece oppalarımı saymaya kalksam konu dağılır gider. Oppalarımın hayatını anlatıveririm valla :)) Madem sevdiklerimiz bu şehirde bizimde bu şehir hakkında birkaç şey bilmemiz lazım :)) Bu başlık altında size kısaca Seul'ü tanıtacağım :)

GENEL BAKIŞ OLARAK;
Bu güzel şehrimiz Güney Kore'nin başkenti olup Kuzey Kore'nin 50 km güneyinde, Güney Kore'nin de kuzeybatı yönünde yer almaktadır. Ülkesinin en kalabalık kenti, aynı zamanda Dünyanında en kalabalık kentlerinden birisidir. (Eh, bütün oppalarımız orada, sizce de kalabalık olması normal değil mi ;) )Nüfusu ise 10 binin üzerindedir (2009). Seul (서울) aynı zamanda Kore dilince Başkent demektir.
Çok sayıda dağ zirvesiyle çevrili olan ve doğal bir havzada bulunan başkent, Hangang Nehri tarafından iki eşit parçaya bölünür. Bu kentte antik ve modern, geleneksel ve moda yan yana durmakta ve mükemmel bir armoni oluşturmaktadır. Sağlıklı ve gür bir doğayla bütünleşen bu armoni, her yıl kente akın eden milyonlarca turistin Seul'e hayran kalmasının en önemli sebebidir.
Son zamanlarda şehir merkezinde batılılaşma başlasa da hala köylerinde Kore Geleneksel Kıyafetleri (Bu kıyafetlere Hanbok deniyor) giyenlere rastlanmaktadır.


KORELİLER NE YER?


Kore Mutfağı kendine özgü, zengin bir mutfaktır ve Kore halkı geleneksel yeme alışkanlıklarını günümüzde de korumaktadır.
Koreliler genellikle üç öğün yemek yerler. Kırsal kesimde halk sabah kahvaltısında pirinç, çorba ve kızartma yer. Bugünkü Kore'de şehir yaşamında kahvaltıda süt ve ekmek yenir. Korelilerin öğle yemekleri çok hafiftir. Bu öğünde genellikle pirinç makarnası veya kızarmış pirinç yerler. Akşam yemeğinde ise. çorba, pirinç, et ve balık kızartmaları yenir. Koreliler bir öğünde pek çok çeşit yemek yerler. Çorba ve pirincin yanında çeşitli yan ve ana yemek yer alır. Ayrıca bu yemeklere özel bir de masa düzeni vardır. Eskiden erkeklere yemek servisi yapılırken yemekler küçük masalara konulurdu. Her erkeğin kendine özgü yemekleri vardı ve onlara bu özel yemekler tek tek hazırlanırdı. Şimdi de yine masaya yemekler Batı'da olduğu gibi sırayla tek tek getirilmeyip, hepsi birlikte masanın üzerine konur. Yemek yiyenin önünde, çorbası, yanında da kendi sevdiği diğer yiyecekler yer alır. Bu yiyecekler, acı turşu, balık, kırmızı sebze, yeşil sebze ve soya sosudur. Tabii yanında da temel yemekler bulunur. Temel yemek genelde dumanı tüten bir yahni ya da Prugoki gibi çok ince kesilmiş et kavurmalarıdır.

Bir çoğumuz biliyoruz ki Koreliler büyüklerine karşı çok saygılılar. Saygıyla ilgili az önce bulduğum bir bilgiyi paylaşmak istiyorum.

Sofrada önemli kurallar:

- Sofrada öksürmek veya hapşırmak yakışık almaz. 

- Sofra’daki en yaşlı kişi yemek yemeye başlamadan kimse başlamaz. 
- Çubuklar ve kaşık hiçbir zaman aynı anda kullanılmaz. 
- Çubuklar masadaki en yaşlı kişi çubuğunu bırakana kadar bırakılmaz. 
- Sol el ile yemek yemeğin inceliğini bozar. 
- Yemek yerken şapırdatmak ve tabak, kaşık vs. kullanırken ses çıkarmak yakışıksızdır. Ama çorbayı höpürdeterek içmek normaldir (çorba sıcak servis edildiği için), yemek üfleyerek soğutulmaya çalışılmaz. 
- Pilav veya çorba servis edildikten sonra karıştırılmaz. 
- Herkesin kullandığı tabaklarda yemeğin en güzel yerleri seçilerek yemek karıştırılmaz.
- Yemek yeme temposu sofradaki diğer kişilere göre ayarlanmalıdır. Sofradakiler kendilerini daha çabuk veya daha yavaş yemek mecburiyetinde hissetmemelidirler. (ben yavaş yemek yerim mesela, masada hızlı yiyen birisi varsa yandım :S )
- Kurallara göre, su içerken yaşlılara bakılmaz. 
- Herkesin kendi porsiyon pilavını bitirmesi gerekir (eskiden pilav sadece zenginlerce yendiği ve bu yüzden değerli olduğu için.) 

Eskiden sofralar yemek sırasında sessizdi. Günümüzde ise, insanlar yemekleri birbirleriyle konuşmak için kullanırlar ve bu yüzden bu kural geçersizdir. 









Aynı zamanda Kım Chi dedikleri bir turşu gibi bir şey var. Her yemeğin yanında Kım Chi yemeye bayılıyor Koreliler. Her çeşidini de yaparlar. Sofranın olmazsa olmasıdır yani :)  Resimde de tam önümüzde duran tabaktaki de Kım Chi yanılmıyorsam :)


Bu da arkadaşımın sofrasından Kım Chi :))


Birde en çok yedikleri arasında Ramen var. Çok kolay ve lezzetli. (Açıkçası hiç yemedim. Ama izlediğim dizilere bakılırsa çok iştahlı yiyorlar. Pişer pişmez sıcak olmasına rağmen başlıyorlar yemeğe. Bu insanların hiç mi dili yanmaz yaa :)) bir de o sıcak tencereyi tutup suyunu içiyorlar... Cidden merak ediyorum tadını falan... En kısa zamanda yapmayı planlıyorum. )  



işte buda Ramenimiz :)) Koreli arkadaşıma rameni merak ettiğimi ve Türkiye'de satıldığını söyledim. Arkadaşım çok şaşırdı. "Nasıl olur? Ramen çok baharatlıdır!" uyarısında bulundu. Ben cevap verirken bir taraftan da güldüm. Ve ona bizim çiğ köftemizi, Adana kebabımızı anlattım. Mesela ben hala çiğ köfteyi yerken ağlarım ama yinede yerim. :) Ramen ne ki bizim çiğ köftemiz yanında ;)
Bu arada ramenin Migros'ta satıldığını duymuştum. Eğer tadını merak ediyorsanız şöyle geçerken uğrayın Migrosa :) hem yanında çubukta veriliyormuş. Sadece alırken içinde neler olduğuna dikkat edin. Bazıları domuz etiyle yapılıyormuş. Tabii ne kadar doğru bilmiyorum. Bazı yerlerde domuz eti olabilir, bazı yerlerde ise ülkemize onlardan gelmiyor diyorlar. Bence dikkatli olmakta fayda var :)
Bu ramen evde de yapılabilir. içinize kurt düşsün istemiyorsanız evde rahatça yapabilirsiniz :)




MALZEMELER:
Yağ
Tuz
Baharatlar
Domates(rendelenmiş)
Kabak(rendelenmiş)
Biber
Salça
Tavuk Suyu
Makarna (Spagetti makarnaları)

YAPILIŞI

Tavuk Suyunu Kaynatıyoruz. Makarnaları kaynamış tavuk suyuna ekliyoruz. Kaynamış tavuk suyundan biraz bir kaseye koyuyoruz salçayı eklıyoruz ve salçayı eritiyoruz. Salçayı ekliyoruz ve makarnayı karıştırıyoruz. İlk olarak Kabak ve Biberimizi sıvı yağ bulunan tavaya atıp pişiriyoruz . Daha sonra dometesleri ekleyıp pişiriyoruz. Sebzeleri Ramenimize ekliyoruz. Karıştırıyoruz. Baharatlarımızı ekliyoruz.Baharatlar Pul Biber kekik karabiber nane olabilir Ben ayrıyeten kore biberi ekledim bu aynı pul biber gibi cekılmış oluyor ama yeşil kore malzemeleri satan yerlerde var :) İyice pişiriyoruz :)

bunu bir sayfadan aldım :) Resimli yapımı vardı ama ben sadece yazıları aldım. :) buradan o arkadaşa da çok teşekkür ediyorum :)

Son olarak Güney Kore'de eğitim ...

EĞİTİM HAKKINDA...

Eğitim sistemi: tek yönlü 6-3-3-4 yıllık sistem
Zorunlu eğitim: altı yıl ilkokul ve üç yıl ortaokul olmak üzere dokuz yıl zorunlu eğitim
Okul sömestirleri: ilk sömestir Mart’tan Ağustos’a, ikinci sömestir Eylül’den Şubat’a kadar
Tatil: yaz tatili – Temmuz’dan Ağustos’a, kış tatili Aralık’tan Şubat’a kadar..

Koreliler eğitime çok önem veriyor. Koreli arkadaşlarımdan biri lise öğrencisi ve gece 2'ye kadar okulda kaldığını söyledi. Ben tabii şok oldum. Ders çoktan bitmiş ama kendisi kütüphane de ders çalışıyormuş. Neden bu kadar geç kalıyorsun diye sorduğumda 'İyi  bir üniversite için çalışmam lazım'diye cevap verdi. Orada üniversite için çok çalışmak gerekiyor. Zorlu sınavlar oluyor ki bu sınavlar saatlerce sürüyor. Sınava battaniye ile girene bile rastlanıyor. Sınav çok uzun süreceği için sınava girenlerin rahatlığı için yanlarına istediklerini alabiliyorlar. 
Ha birde o sınava girdik, çok iyi derece yaptık istediğimiz üniversiteye girebileceğiz diye pek sevinemiyoruz çünkü mülakatlarda hocaların dikkat ettiği şeylerden biri de 'güzellik'... Nede olsa boşuna estetikler cenneti demiyorlar yani... Üniversite mülakatlarına gidecek olursanız güzelliğinize dikkat edin ;)
Onun dışında üniversiteli bir arkadaşımında sosyal hayatı felç durumda. Bu yüzden çok sık konuşamıyoruz. bende bu süre içinde üniversiteleri sordum o da çok zor olduğunu söyledi. sabah 6'dan gece 11'e kadar okulda kalıyormuş bu arkadaşta. Dolayısıyla yoruluyorlardır.


Bu da arkadaşımın gittiği liseden bir fotoğraf ;) Ben merak ettiğimi söyleyince o da kendi çektiği fotoğrafları gönderdi. Ayrıca kendisi fotoğraf çekmeye bayılır :) yolladığı fotoğraflar o kadar güzel ki... 
Ve okul, okul değil orman sanki... Harika bir manzarası var! Okulum böyle olacak ve devamsızlık yapacağım ha? haha gerçekten çok komik olur :) Hasta olsam bile gelirim böyle okula :) 


Aahh, ah diyorum sadece ^^


Okulundaki gösteriden bir kare :)) 
Bu arada arkadaşım kız lisesnde okuyor. Yani bizdeki Kız meslek liseleri gibi. Ama en çok şaşırdığım kütüphanelerin 24 saat açık olduğu ve bilgisayarlardan yararlanabildikleriydi. Bizim okulda bile dersin yoksa bilgisayar sınıfına girmek yasak. Onlar ise gecenin 1'inde 2'sinde internete girebiliyorlar okullarından.

O saatte okuldan eve nasıl geliyorlar diye merak ediyorsanız söyleyeyim:
Seul'de yollar çok güvenlidir. Gece 3'te bile çıksanız, dışarıda rahatça gezebilirsiniz. Güney Kore'de suç oranları oldukça düşük. Hatta hemen hemen hiç yok.(al işte Kore'ye gitmek için bir neden daha :))  Bu yüzden polislerde insanlara yardım etmek için çalışır. Ne güzel değil mi? Keşke bizim ülkemizde böyle olsa. Hatta bütün dünya böyle olsa...


Yazdıklarımdan dolayı üniversite konusunda korkmuş olabilirsiniz. Ben bunları okuduğumda büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Ama oturup her şeyi mantıklıca düşünüce aslında 'imkansız' olmadığını fark ettim. Eğer sizde bizim gibi üniversiteyi Seul'de okumayı düşünüyorsanız canınızı sıkmayın :) Eğer gerçekten istiyorsanız, elinizden geleni yapın o zaman karşınızdaki duvarlar yıkılır ve size köprü olur ;) 





K-pop'ta dinlenmesi gereken gruplar

Key ve Taemin savaşı ha? :D Valla güldürdün beni arkadaşım ne diyeyim? Bence şu ana kadarki en iyi oppa savaşımız Gikwang'a karşı Yoseop'tu. (ve evet hala yoseop'u savunuyorum :D) Neyse madem sen girişini yaptın bende 3. yayınımı yapayım dedim. Gerçi ne hakkında yazacağımı bile bilmiyorum ama. Sanırım yine içimden geldiği gibi yazacağım. Kore'de çok fazla grup çıkarılır oldu. E haliyle benim gibi yeni başlayanlar hangi grubu seçseler bilemiyordur.Bu sefer yeni başlayan birisi olarak KESİNLİKLE dinlenmesi gereken gruplardan bahsetmek istiyorum.

Öncelikle K-pop'a başlamama (en azından adını duyduğumda önyargılı olmamama) sebep olan grup: B1A4! Kendileri 2011'de çıkmış olup hayranlarına BANA denmektedir. Lider Jinyoung oppam olup grubun şarkılarını yazan üyedir. En büyükleri olan CNU (Shin Woo) ana dansçıdır ve abi gibi bir görüntüsü vardır. Gruptan birini abim olarak seçebilsem kesin o olurdu. ;) Baro rapperdır ve resmen grubun vitaminidir. (Bunu sadece ben değil herkes söylüyor. :D ) Sandeul çok şirin bir insan olup grubun ana vokalidir. (Başlarda Sandeul ve Jinyoung'u karıştırıyordum ama sadece O.K klibini izlemiştim :D) Ve son üye Gongchan dünyanın en sevimli maknaeleri grubuna kesinlikle girer. :)



Bir başka grup (üyelerini tanımakta en çok zorlandığım grup) Super Junior!!! İdollerin şupo menleri yani :) "Leeteuk Heechul Yesung Kangin..." falan derken adlarını hatırlamakta hala zorlandığım ama görür görmez tanıyacağım birbirinden taş 11 üyeden oluşan bir grup Super Junior. Esasında 13 üyeli olan bu grup bir üyelerini SM'in davranışları bir diğer üyesini de  oyunculuk tutkusuna kurban vermiş durumda... Hankyung grubun eski çinli üyesi olup maalesef SM'in davranışlarından dolayı kaybedildi.  :( O sırada E.L.F olmasamda bu duruma çok üzüldüm. Hele hele SM'in Hankyung'a yaptıklarını duyunca ister istemez "Ayrılmakta haklı" diyorsunuz ama benim gönlüm onun gruba geri dönmesinden yana. Kendisi şuan Çin'de solo kariyerini sürdürmektedir... Yani benim gibi ondan kopamayanlardansanız bilginize... :) Kimbum ise oyunculuğa kurban verdiğimiz üye olup hala grupla olan bağlarını koparmamış, SM'e bağlı olarak oyunculuk kariyerine devam etmektedir... :/ Maalesef şuan Heechul ve Kyuhyun askerde olduğundan grup yanılmıyorsam 9 kişi olarak devam etmekte. Ve grubun alt grubunun üyeleri.. Zhou Mi ve Henry Çinli olup Super Junior'un alt grubu olan Super Junior-M üyesidirler. :) E bu kadar yakışıklı çocuk olur da benim oppam olmaz mı? Oppam Ryeowook'tur ama Sungmin'i de pek severim... :)



Ve bir başka olmazsa olmaz grup; Big Bang... Nam-ı diğer şu aralarki takıntım. Kendileri hakkında çok fazla bilgim yok maalesef yeni başladığım için ama sadece şunu söyleyebilirim Fantastic Baby ve Monster şarkılarını dinledikten sonra bir bağımlılık oluyor. Üyeler (Lider) G-Dragon, T.O.P, Daesung, Taeyang ve maknaemiz Seungri... Mutlaka dinlenmesi gereken bir grup. :)



Ve biricik maknaemin grubu; SHINee... Hepsi birbirinden taş, hepsi birbirinden eğlenceli 5 çocuktan oluşuyor bu grup. Shawollerine de bağlılar hani. ;) Onew grubun lideri olup bir o kadar da sakardır. Bir blogda ondan bahsedilirken "Sahnede yuvarlanan bir şey görürseniz bilin ki Onew'dir." cümlesi onu anlatmaya yeter. :) Ama sakarlıkları sevimlidir, nasıl ki bir çocuğa koşarken çarptı diye kızamıyorsanız Onew'e de kızamazsınız... Çocuksu olduğu kadar olgundur da. Grupta birinin derdi olduğunda daima yanındadır. Grubunu korumak için elinden geleni yapar. Resmen grubun babası gibidir liderimiz... :) Ve ana vokal Jonghyun... Başta bana çok odun gelen bu üyeye Hello Baby'i izledikten sonra ısındım. Hala odun modun derim ama yani severim kendisini. (Şu aralar tek problemim Taemin'e sataşması...) Kendisi resmen şarkı söylemek için doğmuş. Ana vokalliğini hakkını vererek yapar. One Direction grubunda Zayn neyse; Jonghyun'da SHINee'de odur bana göre söyledikleri notalara bakarsak. :) Ve grubun hem annesi hem de üçlü yeteneği Kim Kibum; bildiğimiz adıyla "Key"... Kendisi grupta hem rap yapar, hem dans eder, hem şarkı söyler. Oyunculuğu da vardır üstelik. Onew nasıl grup için baba gibiyse Key'de anneleridir. Hatta Key Omma diye çağrılabilir. Kendisi öyle harikadır ki o kadar yorulmasına rağmen yemek yapar, Taemin'in üniformasını ütüler, evi temizlemeleri için çocukları uyarır. Kısacası mükemmel bir insandır. :) (Dostum sulanmıyorum meraklanma :D) Sırada müthiş rapperımız ve dizi manyaklarının şu sıralar "To The Beautiful You" dizisiyle tanıdığı Choi Minho... Sessiz sakin gözükür ama Taemin'le bir araya gelirse birlikte grubu çıldırtırlar. Aynı zamanda oyun manyağı olan bu üyemiz dünya yıkılsa ekranı görememekten şikayet eder. ;) Üstüne üstlük kazanmazsa uyuyamaz geceleri. Ama ne olursa olsun onu sevmemek mümkün değildir. :) Ve son olarak sıra benim biricik maknaemde yani Taemin'de. Kendisi dünyanın en sevimli maknaesi olup grubunda dans makinesidir. Üstüne üstlük piyano ve gitar çalabilen bu sevimli maknaenin kendine ait 2 tane TV showu vardır. Muzlu süt bağımlısıdır ayrıca. :) Utangaç ve sevimli olan maknaemiz en iyi Minho'yla anlaşır grup içinde. Bir de tuhaf alışkanlığı vardır. Sınavlardan yüksek alırsa eve gelince Key'in üstüne atlar. :) Çok sevimliler değil mi?



Ve bir başka çaylak grup; NU'EST. En büyük üyesi bile 20 yaşından büyük olmayan Nu'est, benim gibi 14-15-16 yaşlarında olan ve oppalarının yaşlarından şikayetçi olan kızlar için ideal oppalar içerir. Lider olan JR (Junior Royal) 17 yaşını doldurdu mesela. :) Kendisi muhteşem bir rapper olan JR aynı zamanda ana dansçı olup çok da tatlıdır haberiniz olsun. :) Aron en büyükleri olup kendisi 20 yaşındadır. Ne bir eksik ne bir fazla. Rap yapar vokal yapar dans eder; ne ararsanız var bu çocukta. :)Grubun ikinci en büyüğü Minhyun ballad söyler ama öyle ciddi durduğuna bakmayın şebeğin tekidir. (En azından radyo programı videolarında öyleydi. Hele birde JR'yi taklit edişi var Aman Allahım! :D) Ve Baekho; ana vokal ve ana dansçı. Bu da birazcık Minhyuna benzer ciddi gözükür ama grupla kalınca sapıtır. :) Ve işte maknaemiz Ren. Gender bender giyimiyle beni hem kıskançlık krizlerine sokan hem de kendisine bağlayan oppam. Son derece şirindir. Gruptaki rolü vokal ve ana dasçılıktır. (Evet çok ilginç ama tam 3 tane ana dansçıları var) Maalesef onlar hakkında bilgilerim sınırlı çünkü gerçekten çok yeniler. (Haziran'da çıkış yaptılar, o kadar yeniler.) Hah unutmadan hayranlarına L.O.V.E deniyor... V si ters olmalı da klavyede yazamıyorum maalesef... :(



Neyse şimdilik aklıma gelenler bu gruplar. Hepsi birbirinden harika 5 grup yazdım. Aslında daha yazardım da düşünüp... Maalesef yatmalıyım. Umarım bir yararım olmuştur. Yarın bir kaç grup daha eklerim aynı başlık altında. İyi geceler!

10 Eylül 2012 Pazartesi

Vee... İKİNCİ YAZAR :)

Ve işte ne zamandandır açmayı istediğimiz blogla karşınızdayız... Arkadaşımın söylediği gibi blogta yeniyiz ve bu yüzden eksiklerimiz olabilir. Bunun için şimdiden özür dileriz. Sizin için en iyisi olmaya çalışacağız...

Öncelikle kendimden bahsedeyim. Dört ay önce Korecan oldum ve hiç bırakmaya niyetim yok :) Henüz 4 ay olmasına rağmen Güney Kore hakkında pek çok bilgi edindim. Onun dışında son zamanlarda Korece öğrenmeye başladım. (Ne yazık ki bulunduğum yerde Korece kursu yok. Aslında çoğu ilimizde de bulunmuyor. Bu yüzden tek başıma öğrenmek zorundayım. Kaynaklar yeterli değil elbette ama yinede benim gibi öğrenmek için can atanlara kaynak az olsa da engel olmaz ^^ )
Aynı zamanda birkaç tane çok iyi anlaştığım Güney Koreli arkadaşlarım var. Pek çok bilgiyi onlar sayesinde öğrendim. Her ne kadar görmeyeceklerini bilsem de (görseler de anlamayacaklardır) onlara çok teşekkür ederim. Onlar sayesinde Korelilerin dost canlısı olduklarını bir kez daha görmüş oldum.

Favori gruplarım: SHINee (Özellikle Key!! Arkadaşımın ne kadar Taemin takıntısı varsa, benimde o kadar Key takıntım vardır. Gece uyuyamadığım zamanlarda bile alırım telefonumu uzun uzun Key'in fotoğraflarına bakarım. taki... telefon elimden düşüp yatağımda kayıplara karışana kadar. :) Key'i tanıdığımdan beri etrafım Key'i hatırlatıcak küçük ayrıntılarla dolu ^^ örneğin geçenlerde aldığım anahtar figürlü anahtarlığım ^^
aynı zamanda arkadaşımla birlikte (arkadaşım diyorum ama kendisini kardeşim kadar çok severim ^^ ) Key-Taemin savaşları benim favorim ... :) (iyi anlamda savaş yani..) her neyse sanırım artık diğer favorilerime geçebilirim) Super Junior, Beast, Exo, CN Blue, Miss A, 2ne1... aslında daha var ama en çok sevdiklerim ve ilgilendiklerim bunlar.

sanırım söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Blogumuzda en kısa zamanda paylaşımlar başlayacaktır. O zamana kadar, kendinize iyi bakın. Görüşmek üzere... Takipte Kalın ;)


9 Eylül 2012 Pazar

Gece uyuyamayınca..

Kabul; uyuyamadım. Bende birazcık saçmalamaya karar verdim. Tamam pek saçmalamak değil sadece şuan takıntılı olduğum şeyleri yazmak istiyorum.

Bu aralar ki müzik takıntım BigBang. Dinlemezsem eksiklik oluşuyor içimde. Hele bir de Monster şarkılarına taktım. Valla artık kafamda dönüp duruyor. Uyuyamama sebeplerimden birisi de o. :) Ayrıca ben bir şarkının klibini izlemişsem şarkıyı dinlerken klibi de tekrardan beynimde izlerim yani benim açımdan iyi olmuyor. :D

Dil takıntım: Korece. Kendi kendime korece öğrenmeye çabalıyorum ki hiç bir şey anlamıyorum. Acilen Korece kursuna gitmeliyim ama annem yollamıyor. Neymiş efendim önce ingilizceyi sonra almancayı (maalesef 2. yabancı dilim Almanca) tamamen öğrenecekmişim ondan sonra Korece öğrenebilirmişim. -.- Zaten ailem Korecan olmamdan da "Bu kızın Kore takıntısı ne zaman başladı?" şeklinde bahsediyorlar. Neye hayran olsam "takıntılı" etiketi yapışıyor üstüme. -.-

Daimi takıntım: Lee Taemin. (Evet sadece bu konuda takıntılı olduğumu kabul ediyorum) Biricik maknaemin fotoğraflarına bakmadığım tek bir gün bile yoktur. Mutlaka her gün en az bir SHINee şarkısı dinleyip klibi beynimde izlerim. (Kardeşim K-Pop sevmediğinden bilgisayarda çok nadiren açabilirim.) Ve mutlaka hergün en azından bir defa arkadaşımın başının etini yerim Taemin'le ilgili. Gerçi o da Key'le ilgili benim başımın etini yer. Ne diyebilirim ki kolay bulunmayacak bir arkadaşlığımız var. Birbirimizi çok iyi anlıyoruz. (Not: Canım Arkadaşım; bunları okuyup Key'le ilgili başımın etini yemenden şikayetçi olduğumu düşünürsen sana çok fena küserim! Ben senin o hallerinide seviyorum. Hem... Hep ben mi senin başının etini yiyeceğim?) Neyse uzun lafın kısası dönüp dolaşıp Taemin'i oppam yaparım hep. O benim kürkçü dükkanım gibi bir şey. (Bu tabiri bir blog yazısının altında yorum olarak gördüm. Eğer görürse lütfen kızmasın kendimi tanımlayacak daha uygun bir şey bulamadım da...)

Yiyecek takıntım: Bu aralar bitter çikolata deliliği başladı. Normalde nefret ederim ama... İnşallah yakın zamanda da bırakacağım.

Kendimle ilgili takıntım: Unnileri göre göre çok fena kilolu olduğumu düşünmeye başladım. Mutsuzum :(

Her neyse Yiyecek ve kendimle ilgili takıntılarımdan kurtulmamı sağlayacak önerileri bekliyorum. Biliyorum pek Kore'yle alakalı olmadı ama gece gece yazdım idare edin. :) Neyse bu sefer gerçekten iyi geceler... :D

Giriş :)

Merhaba! Bu blogu iki kişi olarak yazıyoruz ve hoşumuza giden dikkatimizi çeken her şeyi yeni eski paylaşmak istiyoruz. :) Benim yazı tarzım genellikle müzik ve saçmalama karışımı olacaktır... :) Anlarsınız yani. Arkadaşım bana kıyasla mantıklıdır. K-pop ta yeni olduğumdan her şeyi yeni öğreniyormuşcasına aktaracağım. :) Gerçi blog yazmakta da yeniyim yani bunun anlamı her şeyde önerilere açığım demek... :) Hoşunuza gitmeyen veya merak ettiğiniz bir şey varsa açık açık söyleyin lütfen... Sanırım şimdilik bu kadar. İyi geceler!